Güncel

Gitmenin erken hali: Rojhat Ali

İstanbul: Şengal’de DAİŞ’in elinde tutsak olan Êzidî kadınları kurtarma operasyonunda ölümsüzleşen YBŞ savaşçısı Rojhat Ali’nin (Özgür Dayan) ailesine Özgür Gelecek çalışanları ve okurları olarak gerçekleştirdiğimiz ziyarette, Rojhat’a dair olanları konuşmak, anmak bizim için önemliydi. Dayan ailesi ile hem Rojhat’ı hem Şengal’i hem de ülkede yaşanan gelişmeleri konuşurken, Rojhat’ın mücadelesiyle gurur duyduklarını belirten Dayan ailesi onun yoldaşlarının kendi yoldaşları olduğunu vurguladı ve ziyaret boyunca misafirliğe gelenleri bu incelikle ağırladı.

Ailenin gurur duyduğu Rojhat, ailesinin deyimi ile “ehl-i keyf”, yazın ortasında “ekmek almaya gider misin?” denildiğinde “üşürüm” deyip ekmek almaya çekinen bir gençti. Günün çoğunu uyuyarak geçirdiğini anlatan anneye, baba da, katılacağı eylemlere Rojhat’ı götürmek istediğini söyler ve buna karşılık Rojhat’ın öncesinden kabul etmesine rağmen sabah kalktığında, bir yolunu bularak hak arama eylemlerinden uzak durmayı seçtiğini ekledi. Buna rağmen onun polise karşı bir tepkisinin olduğunu sezinleyen babası, Gezi İsyanı’nda polise indirdiği darbelerde de açıkça görüldüğünü belirterek bu süreçten sonra bir örgütlenme arayışına girdiğini ifade etti. Evet, Rojhat kayıp kuşak olarak ifade edilen neslin Gezi’deki isyanını kuşan bir militanıydı. Gezi İsyanı’nda gecesini gündüzüne katarak savaşan, çatışan ve en önemlisi üstündeki ölü deriyi parçalayan günün geleceğiydi artık.

Herkes kendisine ait olana hissettiği duygularla hareket eder. Rojhat da bu arayışta İbrahim Kaypakkaya’ya sempati duymaya başlar ve ailesinin de evdeki yokluğunu fırsata çevirerek 2 gün boyunca üzerinde Kaypakkaya’nın resminin olduğu bir pankart çalışır. Ve ailesi evde olmadığı bir vakitte camdan sarkıtır. Rojhat da böyle biriydi. Yapmak istediğinin peşinden koşan, koşarken de kutsallaştırmayan… Kutsallaştırmaya karşıydı ve bunun mücadelesini veriyordu bir yandan. Babası bir yandan “kabına sığmıyordu” diyerek özgürlük algılayışının ve pratiğin peşinde koşma azminin onu öğrenmeye ittiğini vurgularken, oturmuş kişiliğine dair “dürüsttü, kimsenin arkasından konuşmazdı” diye de ekliyordu. 

 

“Günü gelen” cenge durur

DAİŞ, Kobanê’de istediğini elde edemeyince Şengal’de Êzîdîlere yönelik 74.

soykırımı gerçekleştirdi. Dağlara sığınan Êzîdî halkını TV’den an be an izlemeye çalışan Rojhat Alî, anaların çığlığına dayanamayarak babasına “Ben senin bıraktığın yerden devam edeceğim” diyerek kararını oracıkta alıyor. PKK gerillalarının verdiği mücadeleyi İbrahim Kaypakkaya’nın hareketine benziyor diyerek heybesini doldurmaya başlıyor bundan sonra. Son kahvaltı birlikte yapıldıktan sonra, fotoğraflar çekilir ve Rojhat Ali adı gibi “günü gelen” hesaplaşma için babasına verdiği sözü yerine getirmek için yola düşer. Ardından 25 Mart’ta DAİŞ ile girilen bir çatışma yaralanır ve 29 Mart’ta ölümsüzleşir.

Çatışma sonrası DAİŞ’in esir aldığı 55 Êzîdî kadın kurtarılır. Anne Dayan şu sözlerle Rojhat’a dair yarım kalan sevdayı anlatıyor; “Keşke Rojhat kadınların özgürlüğe kavuştuktan sonra aileleriyle nasıl buluştuklarını da görebilseydi. Keşke Rojhat daha fazla şey yapabilmek için daha uzun yaşayabilseydi.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu