İstanbul: Açlık Grevlerini İzleme Heyeti 26 Mayıs tarihinde PKK lideri Abdullah Öcalan’ın talebiyle sonlandırılan açlık grevlerine dair basın açıklaması gerçekleştirdi. İHD İstanbul Şubesi’nde gerçekleştirilen basın açıklamasında açlık grevlerinin bittiği ancak açlık grevinde olan tutsakların gerekli tedavilerine yönelik süreçlerinin devam ettiği belirtildi.
PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı Leyla Güven’in 3 bini başlattığı ve hapishanelere de binlerce tutsağın sahiplendiği açlık grevleri 2 gün önce(26 Mayıs) Öcalan’ın gönderdiği mesaj üzerine sona erdirilmişti. Açlık Grevlerini İzleme Heyeti ise yaptığı basın açıklamasıyla, açlık grevlerinin bitmiş olmasına rağmen tutsakların hukuki ve sağlık haklarına ulaşması için sürecin devam ettiğini belirterek ‘rehavete kapılmamalı’ dedi.
‘Sürecin yönetilmesi ile ilgili ciddi sorunlar var’
Basın açıklamasında ilk olarak Türkiye İnsan Hakları Vakfı(TİHV) başkanı Şebnem Korur Fincancı süreçte yaşanan insan hakkı ihlallerini anlattı. Fincancı açlık grevlerinin sonlanmasına rağmen tedavi edilmeyen ve hücrede tutulan tutsakların olduğunu belirterek “Cezaevlerinde açlık grevinde olan, hala hücrelerde tutulan ve bakım sorunu yaşayan insanlarımızın olduğunu söylemek gerekir. Tabii Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın bu süreci yönetmekle ilgili çok ciddi sorunları olduğunu belirtmek gerekir” dedi.
Açlık grevi direnişçilerinin vücudunda kas-doku yıkımı bulunduğunu, buna rağmen tutsakların kelepçeyle tedaviye zorlandığını ve hastanelere ring aracıyla götürüldüğünü vurgulayan Fincancı birçok tutsağın da henüz tedavi sürecine sokulmadığını kaydetti. Tedavi sürecine giren direnişçilerin ise gardiyan ve askerlerin hakaret ve tacizlerine maruz kaldığını ve bu yapılanların da işkence kapsamında olduğunu vurgulayan Fincancı “Bu işkencenin emrini verenler kadar buna göz yumanlarda sorumludurlar. İçişleri Bakanlığı ve Süleyman Soylu da bundan sorumludur” dedi.
‘Toplumsal duyarlılığın devam etmesi gerek’
Fincancı’nın ardından konuşan İHD Genel Başkanı Gülseren Yoleri de süreci izlemeye devam ettiklerini ve direnişçilerin açlık grevleri devam ederken maruz kaldıkları kötü muameleye, direniş sonrasında da kalmaya devam ettiklerini vurguladı. Tutsaklarla ilgili bir rapor hazırlandığını ve birçok hapishaneden gelen bilgileri yazdıklarını belirten Yoleri bazı tutsakların bu kötü muamele ve işkencelere karşı açlık grevlerini bırakmadıklarını söyledi. Yetkililere seslenen Yoleri, “Yetkililerin bir an evvel gerekli duyarlılıkla hareket etmelerini istiyoruz. Yetkililerin sorunu çözmesi gerekir” dedi. Toplumsal duyarlılığın olması gerektiğine de dikkat çeken Yoleri, “Açlık grevinin bitmesi bir rehavet yaratmasın. Açlık grevinin sonrası da önemli. Kalıcı sağlık sorunlar oluşabilir. Bu nedenle toplumsal duyarlılığın devam etmesi gerekir” diye konuştu.
‘Suç duyurusunda bulunacağız’
ÖHD avukatlarından Sinan Zincir, “Sayın Öcalan’ın ‘açlık grevini bitirin’ çağrısını yaptığı andan itibaren ÖHD olarak hem Marmara bölgesindeki 11 hapishanede hem de Türkiye’nin her yerinde aynı anda hapishanelere ulaşmaya çalıştık. Ama ilk günden itibaren avukatların hükümlereler görüşülmesine ve açlık grevini bitirilmesi noktasında bu bilgilendirmenin yapılması noktasında ciddi zorluklar çıkarıldı. Marmara bölgesindeki 11 hapishanede Gebze ve Kandıra Hapishaneleri dışında ciddi problemler yaşanmaktadır” ifadelerini kullandı. Kimi hekimlerinin, cezaevi idarelerinin ve kolluk güçlerinin görevini kötüye kullandığını dile getiren Zincir, görevini kötüye kullananlar hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ve hukuki girişimlerinin devam edeceklerini söylediler.
Tüm açlık grevinde olan tutukluların hastane sevklerinin yapılması gerektiğine işaret eden Zincir, Adalet Bakanı, Sağlık Bakanı ve İçişleri Bakanı’na görevini uygulama çağrısı yaptı. Yapılanların hepsinin işkence olduğunu vurgulayan Zincir, “Gebze’de anneler görüşten bugün çıktılar. Kadın mahpuslara insanlık onuruna yakışmayacak şekilde yaklaşılmış ve hakaret edilmiştir. Bu kötü muamelenin hukuki boyutunu soracağız” dedi.
Taleplerimize cevap alamadık
SES Anadolu Şube Başkanı Erdal Güzel de 4 aydır süreci takip ettiklerini ifade ederek, “Sağlık Bakanı bu sürece müdahale etme noktasında kendisini tamamen kapatmıştır. Devlet yetkilileri, Sağlık Bakanı bu sürecin hazırlanmasında, bu süreçte yaşanacak sorunların hazırlığında eksik kalmıştır. Hiç bir görüşmeye açık olmadıklarını gördük. Yaptığımız hiçbir görüşme talebine cevap vermediler. Son günlerde de randevu talep etmemize rağmen cevap alamdık” diye konuştu. Güzel, açlık grevi sonrasında ortak bir çalışmanın yapılması gerektiğini söyledi.
‘Bakanlıklar üzerinde basınç uygulansın’
İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ekmez, “Açlık grevi sonrası her saat çok önemli. Ölüm değil kalıcı sağlık sorunların olmaması için ilk günler ciddi bir tedavi takibi yapılmalıdır” dedi. TTB, SES’in açlık grevi noktasında deneyimlerinin olduğunu ifade eden Ekmez, “Ne yazık ki deneyimlerimiz var. O yüzden bu deneyimler ışığında bu sürecin sağlıklı yürütmek için TTB, SES üzerinden yürütülmelidir” diye belirtti. Meslektaşlarına uyarılarda bulunan Ekmez, “Hekim bağımsızlığı çerçevesinde hareket etmek gerekir” diye konuştu. Ekmez, hekimlerin kötü muamelesi noktasından TTB’ye başvuru yapılmasını istedi. Kamuoyunun duyarlılığının da önemli olduğunu vurgulayan Ekmez, “Bu süreç açlık grevleri sürecine kadar önemli. Siyasi partiler, Adalet ve sağlık bakanlığı üzerinde bir basınç uygulanmasını istiyoruz. Hiç bir şey insan hayatından önemli değil. Süreç kritik bir şekilde devam ediyor” dedi.
Ekmez’in konuşmasının ardından HDK Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit te açlık grevleri ve ölüm oruçlarını sonlandıran tutsakların tedavi süreçlerine dair raporu paylaştı.
Hapishanelerde tutsakların tedavi süreçlerine dair bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.
